8 Mayıs 2016 Pazar

Ergün Diler 7 Nisan 2016 Yazısı - MORALMAN..!

MORALMAN..!


7 Mayıs 2016 Cumartesi


Olan biten karşısında pek çok mesaj alıyorum. Çok soru var cevabı istenen. Tamamına yakınına cevap verme durumum yok. Doğru değil. Her şeyi yazamazsınız. Her şeyi kağıda dökemezsiniz. Bir yerde sizin özgürlüğünüz bitiyor, yazmayı düşündüklerinizin özgürlüğü başlıyor. Ama inanın gazetecilik ve yazarlık buralarda genellikle bir ARPA boyu yapılıyor. Erdoğan’a saldırmak, ailesini hedef seçmek, yakınlarına vurmak, pireyi deve yapmak, içeride fitne çıkarmak belli başlı motivasyonlar…
Kaderimizde etkili olacak konuların hiçbiri yazılmıyor. Hiç birinin üzerine gidilmiyor. Olaylar isim bazında değerlendirilirken gerçekler ya bilinmiyor ya da atlanıyor. Ya da gizlenmesi için olağanüstü çaba gösteriliyor. Ben söyleyebileceklerimden birini hemen paylaşayım:
ALMANLAR ERDOĞAN’I HİÇ AMA HİÇ SEVMEZ! Yan yana bile gelmek istemezler. Hatta geçenlerde Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, “Biz Erdoğan'la anlaşmadık. Bizim muhatabımız Davutoğlu'dur, hükümettir, onlar da gayet ciddi muhataplar…” dedi. Doğrudan Erdoğan’a siyasi saldırıydı! Demek ki Avrupa Birliği ve Almanya Erdoğan’dan memnun değildi!
Sayın Davutoğlu başarılı bir BAŞBAKANLIK döneminden sonra bayrağı devretti. Büyük bir anlayış ve saygı ile. Söylediği her sözü tartarak. Tam bir devlet adamı gibi… Peki bugün ALMANLAR ne dedi?
Commerzbank, Türkiye karşıtı açıklamalarda liderliği kimseye bırakmadı!
“Türkiye'deki son gelişmeler temelde bir değişime işaret ediyor. Erdoğan'ın kenarda durduğu ve teknokratların ekonomiyi yönettiği yapının sürebileceğine inananlar cevaplarını aldı… Erken seçim ihtimali dahil birçok siyasi belirsizliğin gündem… Yıl sonu Dolar en az 3,20 olur…”
Başka ALMAN var mıydı?
Elbette!
Deutsche Bank da bu çıkışa katılıp DOLAR’ın alıp başını gideceğini söylüyordu. Yeni kurulacak HÜKÜMETİN de kendilerinin rahat çalışacağı insanlardan oluşmasını istiyorlardı… Garip değil mi? Biz kimsenin işine karışmazken herkes burnunu iç işlerimize sokmaya çalışıyordu. Nereden geliyordu bu samimiyet! Ya da cüret!
Almanlar tıpkı İngilizler ve Fransızlar gibi çok uzun zamandır aramızdaydı! Eğitim sistemine bakın, okullarımıza bakın ne demek istediğimi anlarsınız… İngiliz-Fransız İTTİFAKI Osmanlı ile birlikte Almanlar’ı yense de bu kavga hiç bitmedi. Aralarındaki rekabet hep sürdü. Amerika daha sonra gelip katıldı bu yarışa. Ama Avrupa’nın cemaatlerle, İslami terörle (!), PKK ile olan ilişkisi hiç bitmedi. Bizi zayıflatmak için hep vardılar… Yaşadığınız yerdeki markalara bakın! Ne kadar AVRUPALI GÖRECEKSİNİZ… Otomobilden okula, buzdolabından medyaya kadar… Alın size bir liste… Lütfen iyi okuyun!
-Müşir (mareşal) Otto Liman von Sanders
-Müşir Erich von Falkenhayn
-Müşir Colmar von der Goltz
-General Friedrich Kressenstein
-General Fritz Bronsart von Schellendorf
-General Hans von Seeckt
-General Erich Weber
-Koramiral Wilhelm Souchon
-Albay Franz von Papen
-Albay August Nicolai
-Albay Hans Kannengiesser
-Albay Karl Trommer… Ve daha neler neler!
Yıldırım Ordular Grubu Komutanı da bunlardandı, Ordu Komutanları da… Genelkurmay Birinci Başkanları da bunlardandı, Donanma Komutanları da… Devletin kapılarını tepeden açmıştık bunlara…
Yaz yaz bitmez yani…
İngilizler ve Fransızlar ise savaştan önce girdikleri bu topraklara daha sonra KÖK SALDILAR. Kimse de çıkarıp atamadı bu üçlü’yü… Kimsenin gücü yetmedi… Hukuk sistemleriyle, güvenlik modelleriyle, markalarıyla, paralarıyla, siyasetçileriyle (Bizden zannederdik!), finans kuruluşlarıyla, sporla gelirler ve gitmezlerdi. Eğitimin tam kalbinde vardılar zaten!
Sık sık yazıyorum… Alman otomobil devlerine olağanüstü cezaların verilmesi, Charlie Hebdo baskını, Paris katliamı, Brüksel bombalamaları hepsi ORTADOĞU’dan çıkmamakta direnen AVRUPA’ya büyük bir dersti. AMERİKA ve CIA bunu her yerde şal gibi üzerlerine atıyordu. Ne Afrika’da ne Ortadoğu’da ne de Türkiye’de AVRUPA kalacaktı… Türkiye belki bu mücadelenin en büyük alanı olacaktı. Final buradaydı. Ama sonuçta büyük ihtimal gideceklerdi. Silineceklerdi! Bütün veriler bu yöndeydi. CIA’nın attığı hiçbir adıma karşılık veremediler. Hep yenildiler. Ben gördüğümü yazıyorum sadece...
Bir de İngilizler’in kontrolündeki paralar NEVADA’ya gidiyordu! Almanlar ile Fransızlar terörle ve otomobille ceza öderken para ilginç bir şekilde NEVADA’yı mesken tutuyordu. Kendi içinde de ayrı ayrı oyun kuruyorlardı. İngilizler yine yırtmak için oyunu rakiplerinin evinde kurmayı deniyorlardı… Avrupa’da boğulmamak için Amerika’ya çökmeye çalışıyorlardı!
Ortadoğu petrol ve gaz denizi… Bunu bilmeyen yok! Ama yeni bir deniz daha bulundu! Rusya’da! Ama TÜRKLER’in çok olduğu bölgelerde! Enerji savaşında hem MÜSLÜMAN hem TÜRK gücüne ihtiyaç vardı. Bütün kavga edenler bize muhtaçtı. Başka çareleri yoktu. Müslümanlık ve Türklük ALTIN ÇAĞI’na girecekti. Bunlar doğum sancısıydı.
Şimdiye kadar Avrupa’dan gelenler hiç gitmedi. Şimdi ise gönderilenler hiç gelemeyecek…
İsimlere giremem! Girmem! Siz bulun! Bana kızmayın. Ben sonuca göre yazıyorum. Maçın ilk yarısındaki skor ikinci yarı için oldukça ışık veriyor… Üzgünüm ama Avrupa da Avrupacılar da silinecek… Ben değil gelişmeler böyle söylüyor… OLAYLARA BÖYLE BAKIN… Gerisi magazin. Laf kalabalığı… Buna da zaman ayırmayın…
Aslında bugün size Gertrude Margaret Lowthian Bell’i yani “LAWRENCE” kadar etkili İngiliz CASUSU yazacaktım ama olmadı… YAKINDA AVRUPA BİRLİĞİ topyekun saldıracak zaten! O zaman hatırlarsam yazarım!

22 Şubat 2016 Pazartesi

YGS-LYS Fizik,Kimya,Biyoloji,Coğrafya PDF Tam Sorunsuz İndir.


YGS-LYS Fizik Konu Anlatım Programını İndir

- http://bc.vc/SPlUzo

YGS-LYS Kimya Konu Anlatım Programını İndir

- http://bc.vc/5VpfSz

YGS-LYS Biyoloji Konu Anlatım Programını İndir

- http://bc.vc/GZ9i6Q

YGS-LYS Coğrafya Konu Anlatım Programını İndir

- http://bc.vc/UGUNB5

5 Şubat 2016 Cuma

Amerika'nın Askeri,Lojistik Ve Ekonomik Gücü (Güncel Veriler)


Türkiye'nin Askeri,Lojistik Ve Ekonomik Gücü (Güncel Veriler)


Japonya'nın Askeri,Lojistik Ve Ekonomik Gücü (Güncel Veriler)


Almanya'nın Askeri,Lojistik Ve Ekonomik Gücü (Güncel Veriler)


Güney Kore'nin Askeri,Lojistik Ve Ekonomik Gücü (Güncel Veriler)


Fransa'nın Askeri,Lojistik Ve Ekonomik Gücü (Güncel Veriler)


İngiltere'nin Askeri,Lojistik Ve Ekonomik Gücü (Güncel Veriler)


Hindistan'ın Askeri,Lojistik Ve Ekonomik Gücü (Güncel Veriler)


Çin'in Askeri,Lojistik Ve Ekonomik Gücü (Güncel Veriler)


Rusya'nın Askeri,Lojistik Ve Ekonomik Gücü (Güncel Veriler)


19 Kasım 2015 Perşembe

Tanzimat Dönemi Edebiyatının Oluşumu Ve Özellikleri

Tanzimat Edebiyatı, bir kültür ve siyasi hareketin sonucu olarak ortaya çıkmış bir edebi akımdır. 3 Kasım 1839'da Reşit Paşa tarafından ilan edilen ve Gülhane Hattı Hümayunu da denilen yenileşme beratının yürürlüğe konmuş olmasından doğmuştur. Bu olay daha sonraları Tanzimat Fermanı olarak adlandırılacak,gerek siyasi alanda gerek edebi ve gerekse toplumsal hayatta batıya yönelmenin resmi bir belgesi sayılacaktır. Edebiyat Tarihçilerimizde 1839 yılını Tanzimat edebiyatının başlangıcı olarak kabul edeceklerdir.
Amacı, metot bakımından Batılı, öz ve ruh bakımından milli bir edebiyat yaratmaktır.
Türk toplumundaki esaslı değişmeleri , fikir ve yenilik hareketlerini yansıtır.
Bu dönem edebiyatı üç dönemde incelenir:
a) Hazırlık dönemi (1839-1860) :Bu dönem şiirlerinde üzerinde halk edebiyatı etkileri görülür. Batı'dan çeviriler dikkat çeker (Akif Paşa, Sadullah Paşa, Müfit Paşa, Yusuf Kamil Paşa dönemin önemli isimleridir).
Özellikle Fransız Edebiyatı'ndan şiir, hikaye ve roman çevirilerinin yapıldığı bir geçiş dönemidir. Divan Edebiyatı ile Tanzimat Edebiyatı arasında bir köprü gibidir.
Devlet eliyle çıkarılan ilk Türk gazetesi olan TAKVİM-İ VAKAYİ bu dönemde çıkarılır.
Bu dönemde Yusuf Kamil Paşa'nın Fenelon'dan çevirdiği Telemak ilk çeviri romanımızdır.
b)1.Dönem Tanzimat Edebiyatı (1860-1877): 1860'ta Tercüman-ı Ahval gazetesinin yayımlanmasıyla başlar, 1877'ye kadar sürer. 1877'de II.Abdulhamit'in Meşrutiyet Meclisi'nin çalışmalarını durdurmasıyla sona erer.
c) 2.Dönem Tanzimat Edebiyatı (1877-1895): 1877'den başlar, 1895 yıllarına  kadar sürer.

BİRİNCİ DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI ÖZELLİKLERİ

I. Dönem Tanzimat Edebiyatı (1860-1877) Özellikleri:
1."Toplum için sanat" anlayışı benimsenmiştir.Sanat, toplumun Batılılaşması için bir araç olarak kullanılmıştır.
2. Eserlerin halkın anlayabileceği sade bir dille yazılması amaçlanmıştır.
3. Divan edebiyatının süslü-sanatlı düz yazısı yerine, belli bir düşünceyi iletmeyi amaçlayan yeni bir düzyazı geliştirilmiştir; ilk kez noktalama işareti kullanılmıştır.
4. Şiirde yeni konular (yurt, ulus, özgürlük, insan hakları...)işlenmiştir. Biçim bakımından Divan edebiyatına bağlılık sürmüş; gazel, kaside, murabba, terkib-i bend gibi nazım biçimleri kullanılmıştır.
5. Tanzimat sanatçıları, Fransız edebiyatını örnek almışlar; klasisizmin ve romantizmin etkisinde kalmışlardır. * Klasizim (Şinasi, Ahmet Vefik Paşa), romantizm (Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi) 
6. İlk örnekleri bu dönemde görülen roman, teknik yönden zayıf ve kusurludur. Romanlarda Batılılaşmanın yanlış anlaşılması, aile sarsıntıları, köle ticareti gibi konular işlenmiştir.
7. Tanzimat tiyatrosu, sahne dili ve tekniği açısından başarılıdır. Tiyatro, halkı eğitmek için bir okul gibi düşünülmüştür.
8. Tanzimat edebiyatı, batı etkisindeki Türk Edebiyatı'nın ilk durağı olmasından ötürü, Batı edebiyatıtürlerinin ilk örnekleri bu dönemde verilmiştir. Bu dönem edebiyatı bir "ilk"ler edebiyatıdır.

İKİNCİ DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATININ ÖZELLİKLERİ

II. Dönem Tanzimat Edebiyatı (1877-1895) Özellikleri:
Bu dönemin, 1.Meşrutiyet Meclisi'nin 1877'de, Osmanlı- Rus savaşı gerekçe gösterilerek kapatılmasıyla başlayan baskıcı yönetimi vardır. Bu durum sanat ve edebiyatı da etkilemiştir.

1. Bu dönemde toplum sorunlarından uzaklaşılmış, 'sanat için sanat' ilkesi benimsenmiştir. 
2 . Dilde sadeleşme çabası bırakılmıştır. Dil oldukça ağırlaştırılmıştır.
3. Batı edebiyatı türlerinde ürünler verilmiş, sanatçılar daha da ustalaşmıştır.
4. Şiirin konusu genişletilmiş, bireysel konulara dönülmüştür. Ayrıca biçimsel yenilikler getirilmiştir. Recaizâde Mahmut Ekrem, özellikle Abdülhak Hamit'in eserlerinde bu açıkça görülmektedir.
5. Romanda realizmin etkisi görülmüş, ilk realist roman bu dönemde yazılmıştır. Realizm ve natüralizm baskın akımlar olarak göze çarpar.
6. Tiyatro önemini yitirmiş, sahne dil ve tekniği açısından başarısız eserler yazılmış. Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmıştır.

21 Ekim 2015 Çarşamba

100 lerce Deep Web fotoğrafı (+18) İndirin



100 lerce Deep Web fotoğrafı (+18) İndirin ; http://bc.vc/p4uYYq

Beyler mideniz ve ruhunuzun kaldırabileceğini düşünüyorsanız indirin iyi geceler :3

17 Ekim 2015 Cumartesi

Dünyanın EN Güçlü 10 ORDUSU


Televizyonun Karıncalaşma Sebebi

Televizyonun karıncalaşma sebebini biliyormuydunuz ?
Analog televizyon yayınında sinyal olmayınca durmadan hareket eden siyah beyaz noktalar görünür halk arasında karıncalaşma deniyor gördüğümüz bu şeyler televizyonun üretiminde eklenmiş şeyler değil bunlar evrenin izleri. Evren birçok bilim adamı tarafından kabul edildiği gibi evren Büyük Patlama (Big Bang) ile oluşmuştur. Bu patlamadan sonra bugün gördüğümüz, göreceğimiz herşey şekillendi ve şekillenmeye devam ediyor.Yıldızlar, gezegenler ve biz. Bütün bunların televizyonlarda gördüğümüz karıncalı görüntü ile ne alakası var ? diyebilirsiniz.Ancak televizyonlardaki karıncalı görüntüler evrenimizin oluşmasına olanak sağlayan Büyük Patlama’nın bir kalıntısıdır.
Büyük Patlama öyle şiddetliydi ki bunun en önemli etkilerinden biri halen evrenin her yerinde 1.9 mm dalgaboyuna sahip uç değerine 160.4 Ghz frekansta ulaşarak salınan bir mikrodalga yayını olarak gözlemlenmektedir.
İşte televizyonda gördüğümüz ve genellikle halk olarak karıncaların çevirdiği film olarak değerlendirdiğimiz görüntülerin nedeni bu etkidir. Bu etki sadece televizyonda karşımıza çıkmakla kalmaz, radyo dinlerken de kanal aralarında duyduğumuz ses yine aynı etkinin, o patlamanın bir sonucudur.

Nezle, Soğuk Algınlığı Ve Sebepleri, Korunma Yöntemleri

Nezle, Soğuk Algınlığı Ve Sebepleri, Korunma Yöntemleri
Koronavirüsler nezleye sebep olduğu bilinen bir virüs grubudur. Elektron mikroskobu altında bakıldıklarında bir hale veya taç benzeri (korona) bir görünüme sahiplerdir.
Nezle (aynı zamanda nazofarenjit, burun farenjiti, akut nezle, soğuk algınlığı olarak bilinir) temel olarak burnu etkileyen, üst solunum sistemine virüs bulaşmasından kaynaklanan bir hastalıktır.
Belirtilere öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı, hapşırık ve üç haftaya kadar süren bazı belirtiler ile beraber genelde yedi ila on gün içinde geçen ateş dahildir. Nezlenin sebebi olarak 200'den fazla virüs türü görülse de, en yaygın olanları rinovirüslerdir.
Üst solunum yolları enfeksiyonları, etkiledikleri bölgeler ile genel olarak ayrılırken, nezle en çok burnu, boğazı (farenjit) ve sinüsleri (sinüzit) etkiler, bazen de konjoktiv ilhitabı ile gözlerin biri ya da ikisine bulaşır. Belirtiler genelde virüslerin kendilerinin meydana getirdiği doku yıkımından ziyade bağışıklık sisteminin enfeksiyona olan cevabı yüzündendir. Başta gelen kaçınma yöntemi el yıkamaktır ve bazı bulgular yüz maskesi takmanın etkisini desteklemektedir. Nezle bazen ya virüs kaynaklı zatürreye ya da ikincil bakteri kaynaklı zatürreye yol açabilir.
Nezlenin tedavisi yoktur fakat belirtiler tedavi edilebilir. Ortalama bir yetişkinin yılda iki ila üç kez ve ortalama bir çocuğun altı ila oniki kez yakalanmasıyla nezle, insanlarda görülen en yaygın bulaşıcı hastalıktır. Bu enfeksiyonlar eski zamanlardan beri insanlarla olmuştur.
İşaretler ve belirtiler
Bir nezlenin genel belirtileri şunları içerir: öksürük, akıntılı burun, tıkanık burun ve boğaz ağrısı. Bazen vücut ağrısı, yorgunluk, baş ağrısı ve iştah kaybı da eşlik eder. Vücut ağrısı, vakaların yaklaşık yarısında meydana gelirken boğaz ağrısı vakaların yaklaşık %40'ında ve öksürük ise yaklaşık %50'sinde görülür. Yetişkinlerde ateş genellikle görülmez fakat bebeklerde ve küçük çocuklarda yaygındır. Eşlik eden gribe nazaran öksürük genelde hafiftir. Öksürük ve ateş yetişkinlerde büyük olasılıkla gribe işaret ederken, bu iki durum arasında büyük miktarda benzerlik bulunur. Nezleye sebep olan bir miktar virüs ayrıca belirti vermeyen enfeksiyonlarla da sonuçlanabilir. Balgamın ve burun salgısının rengi açıktan sarıya ve yeşile değişebilir ve enfeksiyona neden olan etmenin sınıfını göstermez.
İlerleme
Nezle genellikle yorgunluk, bir üşüme hissi, hapşırma ve bir baş ağrısı ile başlar ve birkaç gün içinde burun akıntısı ve öksürük ile takip eder. Belirtiler maruz kaldıktan sonra 16 saat içinde başlayabilir ve genel olarak başlangıçtan iki ila dört gün sonra zirveye ulaşır. Genelde yedi ila on günde geçer fakat bazıları üç haftaya kadar sürebilir. Öksürüğün ortalama süresi 18 gündür ve bazı durumlarda insanlar virüs sonrası öksürük geliştirebilir ve enfeksiyon geçtikten sonra devam edebilir. Çocuklarda öksürük vakaların %35-40'ında on günden fazla sürer ve %10'unda 25 günden fazla devam eder.
Sebepler
Virüsler
Nezle, üst solunum yollarının virüslerden kaynaklanan iltihaplanmasıdır. En genel virüs bir rinovirüstür (%30-80), bilinen 99 serotipe sahip bir pikornavirüs türüdür. Diğer yaygın virüsler ise insan koronavirüsü (≈15%), grip virüsleri (%10-15), adenovirüsler (%5), insan solunum sinsisyal virüsü, rinovirüslerden başka enterovirüsler ve metapnövirüstür. Çoğu kez birden fazla virüs mevcuttur. Toplamda 200'den fazla farklı virüs türü nezle ile bağlantılanmıştır.
Bulaşma
Nezle virüsü genelde hava damlacıkları (ayrosollar), bulaşık burun salgılarıyla doğrudan temas veya fomitler (bulaşık nesneler) aracılığıyla bulaşır. Bu kanalların hangisinin temel öneme sahip olduğu belirlenmemiştir; ancak, elden ele ve elden yüzeye ve oradan ele temas, hava damlacıklarıyla bulaşmadan daha fazla öneme sahip gibi görünmektedir. Virüsler çevrede uzun dönemler hayatta kalabilir (rinovirüsler 18 saatten fazla) ve insanların ellerine geçebilir ve sonra enfeksiyonun meydana geldiği gözlerine veya burunlarına taşınabilirler. Ana okullarında ve okullarda bulaşma yaygındır çünkü pek çok çocuk düşük bağışıklık ve çoğu kez yetersiz temizlik ile birbirine yakın şekilde durur. Bu enfeksiyonlar sonra evdeki diğer aile üyelerine taşınır. Uçak yolculuğu esnasında dolaşan havanın bir bulaşma yöntemi olduğuna dair kanıt yoktur. Yine de, yakın mesafede oturan insanlar yüksek tehlike oluşturur. Rinovirüs sebepli nezleler, belirtilerin ilk üç günü boyunca en bulaşıcıdır; daha sonraları çok daha az bulaşıcı olurlar.
Hava
Halk arasında yağmur veya kış şartları gibi soğuk havaya uzun süre maruz kalmakla soğuk "alınabileceği"ne inanılır, hastalık ismini böyle almıştır. Nezleye sebep olan virüslerin bazıları mevsimseldir, soğuk veya yağışlı hava süresince daha sık ortaya çıkar. Mevsimselliğin sebebinde kesin bir karara varılmamıştır. Solunum sisteminde soğuk ile meydana gelen değişimler yüzünden, bağışıklık cevabının azalmasından ve belki de kuru havanın virüslü küçük damlacıkların daha uzağa yayılmasına ve havada daha uzun kalmasına sebep olmasından dolayı virüs bulaşma oranlarını artıran düşük nemden meydana gelebilir. İnsanların iç mekanlarda, bulaşık bir insanın yanında ve özellikle çocukların okulda daha fazla zaman geçirmesi gibi toplumsal etmenler yüzünden olabilir. Düşük vücut sıcaklığının nezle için bir tehlike etmeni olduğuna dair bazı tartışmalar vardır; kanıtların çoğu bunun enfeksiyona büyük hassaslıkla sonuçlanabileceğini öne sürmektedir.
Diğer
Daha genç nüfusun daha fazla solunumla ilgili enfeksiyon oranına sahip olmasıyla görüldüğü gibi, nezle virüslerine önceden maruz kalmanın oluşturduğu toplum düzeyinde bağışıklık, virüs yayılışını sınırlamada önemli bir paya sahiptir. Zayıf bağışıklık işlevi de hastalık için bir tehlike etmenidir. Yetersiz uyku ve yetersiz beslenmeden sonra rinovirüse maruz kalmak, enfeksiyon geliştirmede yüksek tehlike ile bağdaştırılmıştır; bunun sebebinin bağışıklık işlevi üzerindeki etkileri yüzünden olduğuna inanılmaktadır. Emzirmek, diğer hastalıklar arasında orta kulak iltihabı ile alt solunum yolları enfeksiyonları tehlikesini azaltır ve bebek nezle olduğu zaman emzirmeye devam edilmesi önerilmektedir. Yine de gelişmiş dünyada emzirmek nezlenin kendisine karşı koruyucu olmayabilir.

Nötrino Hakkında İlginç Bilgiler.

Nötrino hakkında ilginç bilgiler ve 5 kitap önerisi;
1. Bir nötrino binlerce yıldız ve gezegen içerisinden hiç yavaşlamadan ve yönünü değiştirmeden geçip gidebilir.
2. Elektrik yüklü her pion saniyenin on milyonda birinden daha az bir sürede bir müon ile bir nötrinoya bozunur.
3. Nötrinonun teorik olarak ispatı Wolfgang Pauli'ye aittir, hatta teorisinden 25 yıl sonra nötrinonun deneysel olarak ispatlanması sonucu Pauli şu sözleri dile getirmiştir; Her şey beklemesini bilen kişiye sonunda gelecektir.
4. Kimi zaman 'hayalet parçacık' olarak dile getirilen parçacık 'nötrino'dur.
5. Üç çeşit nötrino vardır ve bunlar elektron nötrinosu, tau ve müon nötrinolarıdır ve bunların spinleri 1/2dir.
6. Pauli bir dönem beta bozunması üzerine bir çalışması vardır fakat enerjinin eşit miktarda değilde, eksik olduğu yönündedir kütlesi sıfıra hemen hemen yakın (bu arada nötrinoların kütlesi 0,04-5 0,4-5 eV arasındadır) ve neredeyse madde ile hiç etkileşmeyen bu parçacık nötrinodur.
7. Fermi ise nötrino üzerine çalışırken esasında nötronun bozunumu sonucunda protona, elektrona ve birde karşı-nötrinoya dönüştüğünü, proton ise enerji soğurduğunda -yani kazandığında- nötron, pozitron ve nötrinoya dönüştüğünü öngörmüştür,
8. Nötrinolar çok fazla sayıda oluşturulduklarında, bir yıldızı süpernovaya çevirerek patlatacak bir güce ulaşabilirler.
Kaynaklar, güvenilir kitaplardan alıntıdır. Aynı zamanda bu kitapları alıp okuya bilirsiniz smile ifade simgesi
Kaynaklar:
[1]. Maddenin Son Yapıtaşları - Gerard't Hooft (TÜBİTAK Yayınları - 2012)
[2]. Parçacık Fiziği: En Küçüğü Keşfetme Macerası - Sezen Sekmen (ODTÜ Yayıncılık - 2007)
[3]. Temel Parçacıklara Giriş - David Griffits (Çev.Edit: Prof. Dr. Gülsen Önengüt - Nobel Yayınları - 2015)
[4]. Biraz Kuantumdan Zarar Gelmez - Marcus Chown (Alfa Bilim Yayınları - 2013)
[5]. Uranyum Savaşları - Amir D.Aczel (Çev:Barış Gönülşen - Alfa Bilim Yayınları - 2012)

KUZEY KORE DENEYLERİ

KUZEY KORE DENEYLERİ
Kuzey Kore’de insanlarla ilgili deney yapıldığına dair bir çok rapor bulunmaktadır. Bu raporlarda Kuzey Kore’nin İkinci Dünya Savaşı süresince deney yapan Japon ve Nazi birlikleri gibi insan haklarını ihlal ettiği açıkça belirtilmektedir.
Bu iddialar Kuzey Kore tarafından reddedilmiş, bütün mahkumlara insanca muamele edildiği söylenmiştir. Eski bir kadın mahkuma iddialarına göre ise, sağlıklı 50 kadın zorla alıkonularak zehirli lahana yaprakları yedirilmiştir. Yiyen kadınların çoğunun çığlık attığı duyulmuş, 20 dakika içinde kan kusması ve anal kanama geçirerek ölmüşlerdir.
Ailelerine ve yakınlarına zarar vermekle tehdit edildiklerinden, yemeği reddetmeleri bir durum ise söz konusu olmamıştır. Kwon Hyok adındaki Kamp 22 Hapishanesi’nin güvenlik başkanı, laboratuvarların zehirli-boğucu gazlar ve kan deneyi için araç gereçler ile donatılmış olduğunu, genellikle 3-4 kişilik ailelerin deneylerde kullanıldığını söylemiştir.
Sağlık kontrolleri yapıldıktan sonra, odaya kapatılan ailelerin üzerine tüp aracılığı ile gaz salınıyor ve bilim adamları camdan odayı seyrediyordu. Kwon Hyok bir keresinde 2 ebeveynli bir ailenin oda içerisinde ölen çocuklarına dayanabildikleri kadar ağız yoluyla solunum yaptıklarını izlediğini iddia etmiştir.

1000 TANE KARI KIZ FOTOSU

Evet Beyler bu linke tıklayıp 5 saniye bekleyip reklamı geç diyip 1000 tane fotoyu rahatlıkça indirebilirsiniz iyi 31 ler <3

http://bc.vc/5u3h9b :)

Diğer Videoalarada Göz Atın ;

Camtasia Eğitim Seti ; http://bc.vc/P1rJlL ( 5sn bekle reklamı geç )
Blogger Eğitim Seti( Profesyonel) ; http://bc.vc/1QMLBV ( 5sn bekle reklamı geç )
Wix Eğitim Serisi İle Bedava Pro Site Kurun; http://bc.vc/XbTesR ( 5sn bekle reklamı geç ) 


100 lerce Deep Web fotoğrafı (+18) İndirin ; http://bc.vc/p4uYYq
Dünyanın En Ünlü 10 Seksi Kadını ; http://bc.vc/txqJJP ( 5sn bekle reklamı geç )
Işık Hızı Hakkında Önemli Bilgiler ; http://bc.vc/MEpvvg ( 5sn bekle reklamı geç )
Astral Seyahat Nedir ? Nasıl Yapılır ? ; http://bc.vc/rX1TTO ( 5sn bekle reklamı geç )

İnternette Makale yazarak nasıl para kazanabilirsiniz : http://bc.vc/u6xmCd ( 5sn bekle reklamı geç )

İşinize Yarayacak bir video : http://bc.vc/my4tJ7 ( 5sn bekle reklamı geç )
İşinize Yarayacak bir video : http://bc.vc/KmfJw9 ( 5sn bekle reklamı geç )
İşinize Yarayacak bir video : http://bc.vc/B5ojxI ( 5sn bekle reklamı geç )

Ve Diğer İlgi Çekici Videolarım;

- Movie Maker ile nasıl video yapılır çok kolay : http://bc.vc/5Ju2Hf ( 5sn bekle reklamı geç )
- İnternetten Online Profesyonel Photosop yapma : http://bc.vc/uQpcX7 ( 5sn bekle reklamı geç )
- Videoların kalitesini düşürmeden boyutunu küçültme : http://bc.vc/8iYqkU ( 5sn bekle reklamı geç )
- Pc deki oyunlarınızın Kesinlikle kasmaması için yapabilecekleriniz : http://bc.vc/Qcz2o6

Facebook Sayfamız Takip Edebilirsiniz. : http://bc.vc/sSEbJ2 
ABONE OLMAYI UNUTMAYINIZ.

Camtasia Studio 8'de Kayan Alt Yazı Ekleme


25 Eylül 2015 Cuma

Güneş Pilleri Nasıl Çalışır?

Güneş Pilleri Nasıl Çalışır?

Artık günümüzde çeşitli yerlerde elektrik üretimi güneş enerjisinden elde edilmeye başlandı. Güneş enerjisinden elektrik enerjisi elde ediyoruz. Peki nasıl oluyor da güneş ışınlarından elektrik elde ediliyor? Güneş pilleri ya da diğer bir deyişle Fotovoltaik piller güneş ışığından elektriği nasıl üretiyor? Elde edilen elektrik alternatif ya da doğru gerilim mi? Hepsi Bu Yazımızda.


Yarı iletken bir diyot olarak çalışan bir güneş hücresi, güneş ışığının taşıdığı enerjiyi iç fotoelektrik reaksiyondan faydalanarak doğrudan elektrik enerjisine dönüştürür.

19.yüzyılın başlarında güneş pillerinin buluşunu yaklaştıran ilk gelişmeler sağlandı. A.Edmond Becquerel 1839 yılında platin tabakalar üzerinde yaptığı çalışmayla fotovoltaik etkiyi buldu. 1884 yılında Charles Fritts ilk güneş pili hücresini geliştirmesiyle güneş pili teknolojisine doğru büyük bir adım atılmış oldu. 1954 yılında ise Bell Laboratuvarlarındaki bilim adamları tarafından iyon yüklü silisyum (diğer bilinen adıyla silikon) ile güneş pilleri oluşturularak bugünkü güneş pili teknolojisini belirlediler.

Güneş ışığı foton adı verilen küçük enerji paketlerinden oluşur. Her dakika güneşten gelen fotonlar dünyanın bir yıllık enerji tüketimine yetecek kadar enerjiyi dünyamıza ulaştırırlar. Güneşten gelen bu enerjiyi kullanarak elektrik üretme amacı ile güneş panelleri, başka bir deyişle fotovoltaik paneller kullanılır.


 

Yüzeyleri kare,dikdörtgen veya daire şeklinde olup alanları 60-160  civarında, kalınlıkları 0,2 veya 0,4 mm aralığındadır. Güneş panelleri yani fotovoltaik paneller, birçok solar hücreden oluşur. Bu hücreler silikon adı verilen ve dünyamızda çokça bulunan elementlerden yapılır. Her bir hücre, aynen pillerde de olduğu gibi, elektrik akımı yaratmak için bir pozitif ve bir negatif katmandan oluşur.


Güç çıkışını artırmak amacıyla çok sayıda güneş pili birbirine paralel ya da seri bağlanarak bir yüzey üzerine monte edilir, bu yapıya güneş pili modülü ya da fotovoltaik modül denir. Güç talebine bağlı olarak modüller birbirlerine seri ya da paralel bağlanarak birkaç Watt’tan Megawatt’lara kadar güç üretmek için sistem oluşturulur.

 
 


Güneş Pillerinin Yapısı


Günümüzde yarı iletken elemanlar gittikçe önem kazanmaktadır. Diyotlartransistörler,tristörler, doğrultucu diyotlar gibi güneş pilleri de yarı iletken maddelerden yapılmıştır.

Güneş pillerinin yapıları basitçe bir p ve n eklemden oluşan diyotlara benzer. Fotoelektrik olay prensibine dayanarak pilden fotonlar tarafından kopartılan elektronlar eklemde harekete geçer ve bir elektrik akımı oluşturur. Bu akım doğru akımdır. Şimdi bu dediklerimizi daha detaylı bir şekilde anlatalım.



 

 


Yarı-iletken özellik gösteren birçok madde arasında güneş pili yapmak için en elverişli olanlar,  silisyum, galyum arsenit, kadmiyum tellür gibi maddelerdir. Yarı iletken malzemelerin güneş pili olarak kullanılabilmeleri için n yada p tipi katkılanmaları gerekir.
 
Katkılanma saf yarı iletken eriyik içerisine istenilen katkı maddelerinin kontrollü olarak eklenmesiyle yapılır. Örneğin silisyumdan n tipi silisyum elde etmek için eriyiğine periyodik cetvelin 5. grubundan bir element eklenir. Periyodik cetvelin 5. grubundan bir elemente örnek olarak fosforu verelim.

Silisyumun dış yörüngesinde 4, fosforun dış yörüngesinde 5 elektron olduğundan fosfor bir fazla elektronunu kristal yapıya verir. Bu nedenle 5. grup elementlerine verici ya da n tipi katkı maddesi denir.

Silisyumdan p tipi silisyum elde etmek için ise eriyiğine periyodik cetvelin 3. grup elementi eklenir. Bu eklenen elementin son yörüngesinde 3 elektron vardır. Bu nedenle kristal yapıda bir adet elektron eksikliği oluşur. Bu elektron yokluğuna hol ya da boşluk denir. Bu nedenle de p tipi maddelere de alıcı adı verilir.

 


Yarı iletken eklemler oluşturulduktan sonra güneş ışınlarından gelen fotonlar, sayesinde n tipinden kopan elektronlar p tipine doğru hareket eder. Bu olay her iki tarafta yük dengesi oluşuncaya kadar devam eder.

Bunların elektron azlığı (hol veya delik) ve diğerindeki (- yük sağlayan) fazlalığı, bu bölgenin her iki tarafında bir elektrik alanının oluşmasına yol açar. Yarıiletken tarafından emilen ışık akısının fotonları, yarıiletken parçanın iki tarafında ayrı ayrı toplanan elektron-hol çiftlerini oluşturur. Bunun sonucunda, eklemin aydınlanan yüzüyle ve buraya düşen ışığın yoğunluğuyla orantılı bir elektrik akımı meydana gelir.



 



PN tipi maddenin ara yüzeyinde, yani eklem bölgesinde, P bölgesi tarafında negatif, N bölgesi tarafında pozitif yük birikir.


 


Hücrelerin üst tabakaları yansımayı önleyici kaplama ve korumalardan oluşur. Güneş hücreleri son derece kırılgan olduğu için böyle bir koruma, çatlama ve kırılmaları önlemek açısından gereklidir. Yansıma önleyici anti reflektif kaplamanın koyulmasının sebebi de güneşten gelen ışığın yansıtmadan soğurulmasını sağlamaktır. Böylece güneş ışınlarından elde edilen verim daha da artar.
 

Selenoid Valf Nedir ?

Elektrik enerjisi ile çalışan selenoid valfler, gaz, hava, su, buhar ve yağ gibi akışkanların geçişini kontrol altında tutan elektromekanik vanalardır. Sıcaklıkları 150˚C den düşük olan akışkanlar için kullanılan selenoid valfler, yapı itibariyle elektromıknatıs denetimli bir vanadır.
 


Şekil 1: Selenoid Valf giriş ve çıkışları


Valfin içerisindeki pistonu hareket ettirmek için valfin içindeki bobine elektriksel akım uygulanır. Selenoid, elektriksel sinyali aldığında giriş kanalı akışkanı direkt çıkışa doğru uygular. Elektriksel sinyal ne zaman kesilirse vana eski durumuna dönerek akışkan geçişini engeller.


Selenoid Valfler Nasıl Çalışır?


Elektromıknatısın bobinleri düşük / yüksek doğru veya alternatif akımda çalışacak şekilde ve çeşitli anma değerlerinde yapılırlar.

Bobin içerisinde bulunan demir nüve ile diyafram normalde aşağıya doğru bir yay ile bastırılırlar. Demir nüve valf pistonu olarak adlandırılır ve bobin içerisine yerleştirilir.

Elektrik akımı bobin içerisine hareket ettiğinde akı çizgileri pistonu elektromıknatıs yapar.Bobin kullanım durumuna göre pistonu aşağıya veya yukarıya doğru hareket ettirir. Bu şekilde akışkan yolu açılmış olur. Dolayısıyla enerjilenmemiş selenoid normal bir durumda kapalıdır ve içerisinden akışkan geçişini engeller.
 

 
Şekil 2: Selenoid Valf Sembolü
 
Selenoid valflerin akışkan giriş ve çıkış yönleri eleman gövdesi üzerinde bir ok işareti ile gösterilir. Valf bağlantısının bu ok işareti yönünde yapılması gerekir. Aksi takdirde ters yönde gelen akışkan basıncı diyafram üzerindeki yay kuvvetini yenerek vanayı açabilir.




Şekil 3: Selenoid valf açık ve kapalı pozisyonları
 
 

Selenoid Valflerin İç Yapısı


Şekil 4: 1) Vana Gövdesi  2) Giriş Hattı 3) Çıkış Hattı 4) Selenoid/Bobin 5) Sargı Bobin 6) Kablo Girişi 7) Piston 8) Yay 9) Orifis


 

Selenoid Valfler Nerelerde Kullanılır?


Selenoid valfler açık veya kapalı olması gereken sistemlere uygulanır. Ortam, valfin giriş noktasından başlar ve çıkışa gitmeden önce ilk piston engelini aşar ve daha sonra ise orifis noktasından geçerek çıkışa doğru ilerler. Bu sistemin esas kontrol noktası pistondur.


 


Şekil 5: Küçük boyutlarda olan bir selenoid valf örneği
 

Bu sistemler gündelik hayatımızda oldukça yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Çamaşır ve bulaşık makinelerinin su alma ve boşaltma sistemlerinde, otomatik musluklarda, soğutucu gibi makine ve ekipmanlarda, bahçe sulama sistemleri ve merkezi ısıtma sistemlerinde ısıtıcı elemanlardan akan sıcak suyun hareketini düzenlemek için termostat kontrolünde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Örnekleri endüstriyel ve gündelik kullanımlarda daha da fazlalaştırabiliriz.

 

Valf Pistonunun Konumları Nelerdir?


Normalde Kapalı Valfler:  Normalde kapalı selenoid valflerde bobin enerjilenmediği taktirde piston çıkış deliğini kapatır. Bunu ise yay'ın pistona basınç yapmasıyla sağlar. Enerji geldiğinde bobinde oluşan elektromekanik çekim kuvvetiyle pistonu yukarıya doğru çeker ve çıkış yolunu açarak malzeme akışını sağlar.

Normalde Açık Valfler: Bu tip selenoid valfler sürekli malzeme akışını gerektiren yerlerde kullanılır. Valfe enerji verilmediği sürede yay, pistonu yukarı doğru çeken pozisyondadır. Enerji alan sistem bobininde manyetik alan oluşur ve pistonu aşağıya doğru iterek çıkış yolunu kapatır. Bu sistem normalde hava, su ve korozif olmayan sıvılarda kullanılır.

Selenoid Valf Çeşitleri Nelerdir?



Şekil 6: İki yollu ve üç yollu selenoid valf çeşitleri


 
Selenoid valfler iki gruba ayrılır;

İki yollu selenoid valfler: Bir giriş ve bir çıkıştan oluşan bu sistemler pistonun konumuna göre giriş ve çıkışı kontrol eder.

Üç yollu selenoid valfler: Bir giriş, iki çıkış yolu mevcut olup normal durumlarda çıkışlardan birisi kapalı, diğeride açıktır. Selenoid bobini enerjilendiğinde kapalı olan açılırken, açık olan kapanır.

Sondakika